Deprem Sonrası; Panik, Stres Bozukluğu, Anksiyete Gelişebilir.

Türkiye’nin travması olan deprem ise; yaşandığı zaman olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bunların başında ruhsal olarak yaşanılan etkenler gelmektedir. Kişiler bir tehlikenin ya da tehlike olasılığının yarattığı aşırı panik, üzüntü, korku halinde olabilir. Bunların yanında; ne yaptığını bilememe, duygularını adlandıramama, algı durumunun ortadan kalkması gibi belirtiler gösterebilir. Bu belirtiler kişilerde depresif duygu durumlarına, anksiyeteye, panik belirtilere, travma sonrası stres bozukluklarına neden olabilir. Deprem sırasında ortaya çıkan tepkilerin bütünü anormal bir duruma karşı verilen normal tepkilerdir. Bu tepkilere hızlı müdahaleler yapmak her zaman işe yaramayabilir. Şokuyla, inkarıyla, yasıyla, öfkesiyle, acısıyla, üzüntüsüyle ilk evre yaşanmalıdır. Fakat zaman geçtikten sonra hala belirtiler devam ediyor ve özellikle günlük yaşam işlevselliğimizi bozuyorsa o zaman psikolojik yardıma ihtiyaç var demektir.
Deprem sonrası çocuklarda yaşanan sorunlar ve başa çıkma yöntemleri
Deprem gibi büyük doğal afetlerden sora çocukların büyük bir çoğunluğu korkmuş ve kafası karışmış hissedebilmektedir. Birçok çocuk bu durumu herhangi bir psikolojik travmaya maruz kalmadan atlatabilmektedir. Ancak deprem sonrası evlerin yıkılması, okuldan, aileden veya arkadaşlardan ayrılma çocuklar için depresyon ve anksiyete kaynağı olabilir.
Çocuğun kişisel özellikleri, ailenin ve toplumun sosyal-ekonomik durumu da yaşanabilecek psikolojik etkiler üzerinde etkisi bulunmaktadır.
Deprem sonrasında çocuklarda yetişkinlerin yaşadığı sorunlara ek olarak; öfke nöbetleri, anne babanın yanından ayrılamamak, yatak ıslatma, parmak emme gibi davranışlar yaşanabilmektedir. Bunların yanında okul çağındaki çocuklarda derslerde başarısızlık veya daha büyük çocuklarda alkol, tütün ve uyuşturucuya başlamak gibi tepkiler yaşanabilmektedir.
Çocuk ve ergenlerde deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlarla başa çıkabilmek için;
Çocukla neler olup bittiğini anlayabilecekleri şekilde konuşun. Bu konuşmanın çocuğun yaşına uygun ve basit tutulması önemlidir.
Evde ve okulda rutinleri mümkün olduğunca koruyun.
Birlikte zaman geçirin. Bu, çocukların güvenlik duygularını artırabilir.
Çocuklara yaşadıkları ile ilgili konuşma fırsatı verin. Onları endişelerini paylaşmaya ve soru sormaya teşvik edin.
Çocuklara dürüst cevaplar ve bilgiler verin. Çocuklar genellikle bir şeyler uydurup uydurmadığınızı öğrenirler, bu da size olan güvenlerini azaltabilir.
Geçmişte travma veya kayıp yaşamış çocuklar, uzun süreli veya yoğun tepkilere karşı daha savunmasız olabilirler. Bu çocukların ekstra desteğe ve ilgiye ihtiyacı olabilir.