Eczacılara göre Türkiye ciddi bir ilaç kriziyle karşı karşıya: ‘650’den fazla ilaç bulunamıyor’

Eczacılık meslek örgütleri, Türkiye’de 650’nin üzerinde ilacın temininde ciddi sorunlar yaşandığını söylüyor. BBC Türkçe’ye konuşan eczacılara göre, artan döviz kuru ve planlama hataları nedeniyle Türkiyedaha önce hiç yaşanmayan bir ilaç kriziyle karşı karşıya. Sağlık Bakanlığı ise ecza depoları ve eczanelere yapılan “stok denetimlerinin” sıklaştırıldığını söylüyor. Peki, Türkiye’de yaşanan ilaç krizinin sebepleri neler?
Geçtiğimiz hafta açıklama yapan Sağlık Bakanlığı, “döviz kurundaki yükseliş nedeniyle bazı ilaçlara erişilemediği iddiaları üzerine” ecza depoları ve eczanelere yapılan denetimleri sıklaştırdığını duyurdu, 17 ecza deposu ile 144 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildiğini açıkladı.
Bunun üzerine Türk Eczacıları Birliği bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Bir kez daha altını özenle çizmek isteriz ki; üretim ve tedarik kaynaklı ilaç yokluğunun sorumlusu kesinlikle eczacılar değildir” denildi.
Piyasada bulunamayan ilaç sayısının her gün arttığını belirten Türk Eczacıları Birliği, Türkiye’de ciddi bir ilaç yokluğu yaşandığını vurguluyor.
Ancak Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, stok kayıtlarında uygunsuzluk tespit edilen ecza deposu sayısının 54’e, eczane sayısının ise 261’e yükseldiğini belirtti.

İlaç fiyatları nasıl belirleniyor?
Türkiye’de ilaç fiyatları yılda bir kez Sağlık Bakanlığı tarafından, Şubat ayında belirleniyor.
BBC Türkçe’ye konuşan eczacılar, Şubat ayında gerçekleşecek yeni fiyatlandırma belli olana dek her yıl bu dönemlerde piyasadaki ilaç arzında sorun yaşandığını ifade ediyor.
Türk Eczacıları Birliği, “Ne yazık ki bu karşı karşıya kaldığımız ilk ilaç krizi değil. Sağlık Bakanlığı ve ilaç firmaları şubat ayında ilaç kurunda anlaşana dek pek çok ilacı temin edemiyoruz, hastamıza ilacını ulaştıramıyoruz” diyor.
Fakat bu yıl yaşanan ilaç yokluğunun, döviz kurundaki artış sebebiyle daha önce hiç olmadığı kadar “ciddi bir krize” dönüştüğü belirtiliyor.
Bakanlık her yıl ilaçları fiyatlandırırken sabit bir Euro kuru belirliyor ve ilaç firmalarının iç piyasaya satacağı ithal ilaçların fiyatı, bu sabit kur üzerinden hesaplanıyor.
Geçen yıl ilaç fiyatlandırmasındaki sabit Euro kuru 4,57 TL olarak belirlendi. Şu anda ise güncel Euro kuru 14,85 TL seviyesinde seyrediyor.
Türk Eczacıları Birliği, ilaç fiyatlandırmasında belirlenen sabit kur ve gerçek kur arasındaki makas açıldıkça, piyasada bulunmayan ilaç sayısının da giderek arttığını belirtiyor.
Ankara’nın Etimesgut ilçesinde çalışan ve haberde isminin yer almasını istemeyen bir eczacı, “Euro kurunun çok yükselmesi sebebiyle birçok ilaç şirketi artık Türkiye’ye ilaç vermiyor çünkü zarar ediyorlar” diyor ve ekliyor:
“14 TL maliyetine aldığı bir ilacı iç piyasada 4,57 TL üzerinden fiyatlandırmak ciddi bir soruna dönüştüğü için, birçok ilacı temin etmekte problem yaşıyoruz.
“Bazı ilaç şirketleri de Türkiye’de ürettiği ilacın hammaddesini ithal ederken artan döviz fiyatından etkileniyor. Eskiden Çin’den ithal edilen etken maddenin bir konteynırına 2 bin dolar öderken, şimdi 20 bin dolar ödediklerini ve bu ilaç fiyatlarının maliyeti karşılamadığını söylüyorlar.”
‘Sorunu sadece döviz kuruna bağlamak doğru değil
Ercanlı, ilaç krizinin tek sebebinin yükselen döviz kuru olmadığını belirtirken, bu yıl yerli ilaç sanayisinin de bazı ilaçları üretmekte güçlük yaşadığını söylüyor:
“Bu üretim güçlüğünün bir kısmı hammaddeyle sıkıntısıyla, bir kısmı artan maliyetlerle, bir kısmı üretim bantlarındaki plansızlıkla, bir kısmı da Pandemi sürecinin yarattığı etkiyle alakalı.”
“Sadece kura bağlamak da doğru değil ama tüm bunların üzerine yükselen döviz kuru da eklenince, geçmiş yıllardan çok daha yüksek seviyede bir ilaç yokluğu ile karşı karşıya kaldık.”
Her sene bu aylarda ilaç arzıyla ilgili sıkıntı yaşandığını ancak bu sene katlanarak arttığını söyleyen Ercanlı, ilaç fiyatlandırmasındaki kur güncellemesinin yılda bir kez değil, birkaç kez yapılması gerektiğini belirtiyor.

İlaç krizinin nedeni eczacılar mı?
Sağlık Bakanlığı geçen hafta beş gün arayla yaptığı her iki açıklamada da, döviz kurundaki yükseliş nedeniyle bazı ilaçlara erişilemediği iddiaları üzerine ilaç üretim tesisleri, ecza depoları ve eczanelere yapılan denetimlerin sıklaştırıldığını belirtti.
Denetimlerde öncelikle; ilaç üretim tesisleri, ecza depoları ve eczanelerin fiziki stokları ile kayıtlarının uyumlu olup olmadığının kontrol edildiği ve 54 ecza deposu ile 261 eczanenin stok kayıtlarında uyumsuzluk tespit edildiği açıklandı:
“Türkiye’de ruhsatlı/izinli tüm ilaçların tedarik durumu; TİTCK tarafından takip ediliyor. Hasta mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla, kur güncellemesi dönemlerinde daha yoğun olmak üzere periyodik piyasa kontrolleri yapılıyor. Kurum tarafından ruhsatlı ilaçların kritik stok seviyeleri kontrol ediliyor.”
Bakanlığın bu açıklaması, eczacılar ve meslek örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.
BBC Türkçe‘ye konuşan eczacılar, ilaçların eczanelerde stoklanıp satışa sunulmamasının ne teknik olarak mümkün olduğunu ne de eczacılar için kârlı bir yöntem olduğunu belirtiyor:
“Türkiye’de bir ilaç fabrikadan çıktığı andan itibaren hangi ilaç deposuna gitmiş, oradan hangi eczaneye kaç adet gönderilmiş, tüm bu aşamalar Sağlık Bakanlığı’nın İlaç Takip Sistemi (İTS) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) MEDULA sistemi üzerinden dijital bir şekilde kontrol ediliyor.
“Bir eczacı eğer eczanesine reçeteli hasta gelmesine rağmen ilacı karşılamıyorsa, bunun çok ciddi yaptırımları var. Devlet bu ilacın bütün ayak izini izlerken hiçbir eczane kalkıp, ilacı deposunda tutamaz. Çünkü biz ilacı aslında hastaya değil, devlete satıyoruz, bizim paramızı devlet ödüyor.”
Kaynak: BBC Türkçe