
Psikolojik Rahatsızlık Olan “Yeme Bozukluğu “

Yeme Bozuklukları, yeme davranışında ve kilo düzeninde ciddi bozulamaların görüldüğü; anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu olmak üzere üç ana grupta incelenen pskiyatrik hastalıkların içinde yer aldığı bir tanı grubudur.
Yeme Bozukluğunun Altında Yatan Sebepler Nelerdir?
Yeme bozukluklarının oluş nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, biyolojik ve psikososyal nedenlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Yeme bozukluklarının temelinde düşük benlik saygısı, depresyon, değersizlik, kimlik karmaşaları, aile içi çatışmalar, kişilik özellikleri gibi nedenlerin yer aldığı da düşünülmektedir.
Anoreksiya Nevroza:
Açlık hastalığı olarak da adlandırılan Anoreksiya’da besin alımına, kiloya ve zayıflığa karşı takıntılı olan kişiler zayıf olsalar dahi yemeği ve aç olduklarını redderler.Çok düşük kalorili bir diyet tükettikleri için vücut ağırlıkları zamanla azalır. Genellikle ergenlik döneminde başlamakta ortalama 17 yaş ama nadiren 40 yaşın üzerinde de görülebilmekte. Anoreksiyalı bir kişi, kilo almaktan korkar, şişmanlık onlar için kabus gibidir. Eski kilolarına ya da çevrelerin de görünüm olarak beğeni kazanan kişilerin kilosuna inmek için hedef belirler, gün içinde farklı zamanlar da tekrar tekrar tartılırlar. Toplum içerisinde ufak porsiyonlar tüketirler, aç olsalar bile tok olduklarını söylerler. Kısa sürede çok fazla kilo verirler. Kabızlık ve düzensiz menstürasyon sorunları vardır, tüylenme ve saç dökülmesi problemi yaşarlar. Normal miktar da besin tükettikten sonra mide bulantısı veya şişlik hissederler. Hiperaktif, depresif, korkak ve agresif olurlar. Gitgide sosyal çevrelerini kısıtlarlar, sürekli spor veya ağır egzersizler yaparlar. Özellikle temizlik ve ders çalışma ile ilgili saplantılara rastlanabilir. Cinsel gelişimlerin de sorun olduğu gibi, cinsel isteksizlik ve diğer cinsel sorunlar da beraberinde gözlenebilmektedir.
Bulimia Nevroza:
Psikolojik kökenli bir hastalıktır. Anormal yeme alışkanlığı ile kendini belli eder ve daha sonra kilo almayı önlemek için uygunsuz davranışlar gösterir, hasta kusar, laksatif ve diüretik ilaçlar alıp, lavman yaparak yediği yiyecekleri çıkarır. Aç kalırlar, yada aşırı egzersiz yaparlar. Genellikle ergenliğin son veya erişkinliğin ilk dönemlerin de görülmektedir. Bulimiyalı bir kişi, kendini iyi hissetmediği, karmaşa ve stres içerisin de olduğu zamanlar da veya diyetlerden sonra aşırı açlık duygusuyla tıkınmaya başlamakta rahatlama hissinden sonra suçluluk duygusuyla yenilen yiyecekleri çıkarmaktadırlar. Yemekten sonra ortadan kaybolmakta ve genellikle banyoya gitmektedirler. Depresif belirtiler veya bozukluklar, %30’un da uyuşturucu madde veya alkol bağımlılığı görülebilmektedir. Mide asidinin ağıza gelmesi ile diş çürükleri, mide delinmeleri, ellerin üzerine kusmak için zorlama sırasında oluşan diş izleri ve yaralar, adet düzensizlikleri görülebilmektedir.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu:
Yeme bozukluklarının bir diğer türü olan tıkanırcasına yeme bozukluğunda kişiler, bulimiadan farklı olarak çok hızlı bir şekilde ve aşırı yemek yeme nöbetlerinden sonra yediklerini dışarı atmak için bir gayret sarf etmezler. Ataklar sırasında aç hissetmemelerine rağmen aşırı yemek yerler. Aşırı yemek suçluluk duymalarına yol açar ancak duydukları bu suçluluk onları tekrar yemek yemeğe iter. Bu rahatsızlığa sahip kişiler genel olarak kiloludurlar. Yağlı, kalorisi yüksek yiyecekler yemeyi tercih ederler. Tıkanırcasına yeme bozukluğu olan kişiler, bedenlerinden rahatsız oldukları için sosyal çevrelerinden izole bir şekilde yalnız yemek yemeyi tercih ederler. Çok fazla yemek yedikleri için kendilerinden tiksinirler.